yuvallak.

eller oval ayaklar duz

1) küt duz mu demek, duz kesiyorum ben, tirnagimin yapisi oyle yani yuvarlak yakismiyor

(Hep yuvarlaklara ozeniyorum ama :()

beşgen, altıgen şeklinde.. törpüye ihtiyacım var sanırım.. :p

Kut gibi kesiyorum ama cok kut degil, kenarlar cok hafif yuvarlatilmis.

Kac yasima geldim hala tirnak yiyorum ben, :(

Yuvarlak. Yapisindan ötürü

www.smerete.com

2-3 arası bi forma getiriyorum ben.

yuvarlak

Bas ve isaret parnaklari yuvarlak, orta-yuzuk ve serce parnaklarim duz-kut sekilde kesiyorum. Oyle.

Yiyorum, lanet olsun ki.

beyazlar gidene kadar.

oval oldukları için oval oluyor. özellikle oval kesmiyorum.

aslında sağlıklı olan küt kesmek. zamanında lise sağlık bilgisi dersinde öğrenmiştim :) ama uzayınca çirkin oluyor, yuvarlak kesiyorum.

Yuvarlakımsı. Çünkü öylesi güzel.
Kut çirkin hani düz oluyor ya özellikle yapıyorlar onu çirkin o.

oval kesiyorum.

valla makas nasıl keserse öyle kesiyorum

doğaçlama, yiyorum.

Yuvarlak.. Öyle alıştım nedeni yok, sağlıklı olduğunu bilmiyordum, neden sağlıklıymış acaba ne iyiliği varmış? Bilen beni de bu konuda aydınlatırsa sevinirim..
Ek olarak kütün görünümü sevmiyorum..
Ama ayaklarda uğraşmam öyle ufak zaten küt küt gidiyor..

yurtiçi yurtdışı? şehir neresi? ne bilelim efendim.

Goethe Institut. Taksim ve Kadıköy'de kursları var.

goethe +1

Ben Öner Yavuz'un eğitim cdleri ile öğrendim. Klasik gitar eğitimi ama akustik için de işe yarar bence.

Eskiden oluyordu ama şimdi olmuyor bildiğim kadarıyla. Sadece faizin %20 veya %10 indirimi yapılıyor ödediğin seneye göre. O da peşin ödemeye değecek bir indirim değil.

Eskiden vardı erken ödeme indirimi.
şu anda durum nedir fikrim yok.
Ama varsa peşin ödeyin derim, taksit taksit çok uzuyor.
her ay ziraat bankasında sıra bekliyorsunuz vs.

edit: 2011'den 2013'e 24 taksitte ödedim.
değişiklikler olmuş olabilir ama benim ödediğim dönemde atm'den yatırılmıyordu.

çok kısıtlı bir süre için indirim uygulanıyor ama iskontoları görsen indirim bile demezsin o derece.

bankada sıra beklemeye gerek yok, atmden yatırabiliyorsunuz taksitleri.

2008'de mezun oldum. Ödemeler 2010'da başladı.
Eğer borcu 2008-2009 arasında ödeseydim faizin %?'sini ödemeyecektim.
Eğer borcu 2009-2010 arasında ödeseydim faizin %?'unu ödemeyecektim.
(oranları hatırlayamadım)
2010'dan yani taksitler başladıktan sonra faiz indirimi yok. Ana parayı zaten paşa paşa ödüyorsun.
6000 olan borcu 7000 ödedim. 300-500 lira için toplu parayı devlete yatırmak mantıklı gelmedi. bu yüzden taksitlerle ödedim.

@livaneli_kadir dediğin doğruydu, ta ki 2012 yılına kadar. Ziraat Bankamatiklerinden TC Kimlik Numarası ile yatırılıyor. E-Devlet sisteminden de güncel borç bilgisi takip edilebiliyor.

Paranın zaman değerini dikkate al, uzun vadede yavaş yavaş öde. Klasik Türk Psikolojisi borçlu olmayı yediremez. Diğer yandan Borç yiğidin kamçısıdır ;)

Ziraat internet bankacılığından da yatırılıyor.

sirkeci-aksaray (tramvay T1)
aksaray - atatürk h.l. (metro M1)

www.iett.gov.tr

Var evet marmaray kazlı çeşme durağında iniyorsunuz orada sorun metroya giden otobüse binin.

abi yer altından tunel yapmıslar uskudardan zeytinburnuna gidiyor havaalanına insan tek vesait bi ulasım koyar bari zeytinburnundan. sadece icimi dokmek istedim.:)

alma.

maaş hesabın olan bankanın kredi kartı ücretsiz olur. taksiti neyim bol olsun dersen garanti ve iş bankasından şaşmayacaksın.

2 yıl öncesine kadar al kenarda dursun diyordum ama 2 gün önce işbank üniversiteli kredi kartına başvurdum. ünv. kartı için bile yıllık 20 tl kesinti alıyorlar. bir kesinti listesi yapmışlar 4 sayfa. eski estre talebine bile adam fiyat yazmış. oturmak masraf kalkmak masraf. yemin ediyorum elim titredi sözleşmeyi imzalarken... gittim fotokopisini aldım arada açıp okuycam :/

bu tarz kullanacaksanız kart aidatı olmayan, ota boka para kesmeyen banka kartlarını araştırın.

taksit olarak da world ve bonus iyidir, axess takip eder falan.

istanbul chp
ankara akp
izmir chp
kocaeli chp (şu anda akpde)

istanbul akp
ankara akp
izmir akp

izmir, ank chp
ist akp

sürpriz olmaz; istanbul-ankara akp, izmir chp.

fakat istanbul'da kılpayı bir fark olacağını düşünüyorum. cemaat sarıgül'e verecek malum. ama yine de yetmez gibi.

istanbul - AKP
izmir - CHP
Ankara - CHP

istanbul akp
ankara (hiç belli olmaz bu ama chp biraz daha şanslı)
izmir chp

istanbul akp
ankara chp
izmir chp

istanbul akp
ankara chp
izmir chp

istanbul chp
ankara chp
izmir chp
mersin chp-mhp birbirine çok yakın. hatta akp bile 5 puan bir farkla yaklaşabilir bu iki partiden birine.

İstanbul CHP, Ankara AKP, İzmir CHP, Adana MHP.

şu melih'in yaylandığını görsek yeter.

izmir chp istanbul akp olur gibi yine.

üçü de akp

İzmir CHP (Not: mitinge gelenler değil izmirde oturanlar seçecek.)
Ankara CHP
İstanbul AKP, cemaat gerçekten CHP'ye verirse CHP

Ya arkadaş hala Ankara ve istanbul un nesi tartışılıyor? Anlara da 12 puan istanbul da 8 puan fark var AKP lehine...
İzmir de 2 puanla falan CHP nin bence...

@ne nicki be

çetele mi tuttun hocam? yoksa 2 puanı bdp'den akp'ye mi geçirdin? sabırlar bize.

@japon askeri
Tüm anketler söylüyor bunu. CHP nin anketleri de dahil...
Zaten az çok halkın içine karışabilseniz fark edersiniz siz de...
Bence siz boşverin bunu da; AK partinin zaferine ne kılıf uyduracağınızı düşünün. 30 Mart günü bahane bulmakta zorlanmayın sonra...

@tonoto
2002 den önce hep bizim kuyruğumuza basıldığı için vazgeçemiyoruz zaten AKP den...

kokoreç?

yemeksepetini boşver, tulum peyniri al yumurtayla birlikte peynirli omlet yap yanına da zeytin, çay ve bulursan simit oyhh.

Kokoreçe büyük ön yargım var daha önce hiç yemedim, sabah sabah da olmaz sanki.

kaşarlı jambonlu pide söyle,

subway dana jambon 30 cm

Renkli hep. Erkek 23

6 yasimdan beri slip ve beyaz giymedim.

doğduğumdan beri slip beyaz.
erkek 26.

boxera bir ara başladım. çok toplanıyor pantolonun içinde.
dar da denedim bol da. bir de alışkanlıklar olunca geri döndüm.

beden derslerinde kızların yanında giyiyorum.

Atlet don sevmem, şeffaf adamım ben :)

Dogdugumdan beri beyaz kulot giyiyorum. Beyaz kulot kalitenin ve temizligin simgesidir ;)

İçlik dondan bahsediyorsak evet ama beyaz değil.

Trunk giyiyorum. Çünkü en değerli giysiniz çükünüz.

ilkokuldan sonra giymedim, önce boxer daha sonra slip boxer.

trunk boxer ise evet.

Evet ama seksi donlardan. Anam sağolsun pazardan baya bi' Calvin Klein almış bana.

edit: hee trunk boxermış adı. ben seksi don diye biliyordum.

yani duruma göre. evdeysem beyaz. dışarı çıkacaksam "belki sevişirim donu" her daim hazırdır.
ama geçende acile gitme durumum oldu. beyaz donla gitmek zorunda kaldım. iğnenin acısını unuttum, beyaz donumun görünmesi derdine düştüm =(

asla. siyah boxer candır, özgüven kaynağımdır.

ibrahim tatlıses edasıyla;

beyaz don, kırmızı don
donlar arasından gelir
yarim giymiş beyaz boxer
salı pazarından gelir.

geceden beri yapmayayım diye zor tutuyordum.
rüyama girdi. iç sesim oldu. bağışlayın.

ağzı açılmayan plastik torbalarla geçer. şampuan açıkta geçmez.

makasi bagaja vermenizi isterler buyuk ihtimal.

sivilari da plastik torbayla yaniniza alabilirsiniz ama 100ml siniri vardi diye hatirliyorum.

sivri uçlu aletler bagaja.

adli vakanızda yurt dışına çıkış yasağınız yoksa sorun olmaz. varsa zaten çıkamazsınız.

Bagaja verilecek çanta ve kabine yanına alınacak çanta ayrımı var böyle şeylerde.

Şampuan, makas filan bunları bagaj bölümüne teslim ettiğin sürece sıkıntı yok.

Kabinde yanına almak istersen makası unut. Şampuan da en fazla 100ml olmalı. içinde ne kadar olduğunu önemli değil, kutusu 100ml'den küçük olmalı.

kadınım ancak cevabım b.

ilgisi var. en azından kontrol etmeye değer. :)

b

neden erkeklere soruyorsun anlamadım.
cevap b.

bence kadinlar daha iyi bilir amma, evet hoslaniyor b.

bence a.

bu kadar bilgiyle anlaşılmaz, bu dediklerini yapıp da 2 seçeneğe de uyan bir sürü insan oldu

a) canayakin kiz derim. ama baska erkeklerle boyle olmadigini gorursem b sikkina kayar kafam.

samimiysek a
biraz mesafeliysek b.

A diyorum.

Aslında ikisi de olabilir, ama tek başına bu saydıklarınız anlamak için yeterli değil. Herkese mi öyle davranıyor, dokunuyor ama nasıl dokunuyor, konuşmalarında bir ilgi seziliyor mu vs.. şeytan biraz ayrıntılarda gizli. Arkadaşça ilgiyle diğer türlü ilginin farkını insan bir şekilde hisseder gibime geliyor.

kıstır bakalım bi köşede ne yapacak. :)

başbaşa kalacağınız bir ortamda bu şıklardan hangisinin geçerli olduğunun yanıtına kavuşursun büyük ihtimal. ha böyle bir ortama iki teklif sonrası hala soğuk bakıyorsa -ikinci girişimi sakın unutma- a'dır.

Sevgilisi varsa a, yoksa a da olabilir b de. Yakin davranan her kisiye ilgisi var denilemez bence.

Duyuru, böyle hallerde b zannıyla atağa kalkıp sonra a acı gerçeğine toslayan beylerin hazin öyküleriyle dolu :)

b.
eğer a ise kız zaten sorunludur.

bence b ama diğer insanlarla olan ilişkisini gözlemle bence. herkese karşı sıcak samimi bir insansa sana birazcık daha fazla sıcak, samimi ve yakın olması belki onu b kategorisine sokmaz ama başkalarıyla çok samimi yakın biri değilse b'dir. başkalarıyla yakından kastım her önüne gelen kişiyle süper sıcak samimi bir muhabbet kuruyor mesafe koymuyorsa.

dokunanana kadar a idi, dokunmaya başladıysa(k) b

yanıt c:

yekten sor aga, "ne ayaksın?" de... böyle odun gibi değil elbet ama baştan adını koymak önemli;) yoksa öyle mi, böyle mi, çözeyim diye zamanını harcarken bir de bakmışsın "friendzoned". sonra ne yapsan boş...

dokunma varsa b

bence b.

kadın-erkek ilişkilerinden bir bok anlamayan erkek.

dokunurken okşuyo mu, şapşap mı yapıyo?

okşuyosa eğer b.

Şapşap yapıyosa : Heyt koca aslan ahmet abim benim be ne süper adamsın be koçum be.

Demek istiyor olabilir.



bide ağzıyla mı öpmüş?

ben b diyorum ama kızın diğer erkeklere karşı olan rahatlığını da göz önünde bulundur hani dokunmalarına izin verme falan?

Maaş hesabım HSBC'de.

Ek hesap ve kredi kartı sen istemezsen veremezler. Çok diretirler ama savuşturabilirsin. Ben sadece ek hesap istedim. Kredi kartı istemedim ve veremediler.

Bende de aylık 8.25 tl kesinti oluyor. Üstüne de gitmedim hiç açıkçası. Götlerine soksunlar.

İnternetten EFT işlem ücreti 2,02 tl olması lazım.
Kredi kartının da yıllık aidatı olmaması lazım. Hesap açtırırken formda yazan 'ücretsiz' ibaresini göstermişlerdi.

Benim vardi. Advantage classic vermişlerdi yaninda. Gecen gün 65 lira kart ücreti görünce aradim parayi iade edip ücretsiz olan HSBC concept kart ile değiştirdiler.

Sanırım şirketinizin HSBC ile yaptığı anlaşmaya bağlı bu durum. Bizim şirketin HSBC ile anlaşması var, havale - eft beleş, hesap ücreti yok, kredi kartı aidatı yok.

Kısaca patron zenginse herşey (bankacılık hizmetleri) beleş. mantık hatası olmalı

Ya küçük bir şirket değil ki... Zorla kredi kartı verip yıllık 90TL alıyorlarsa, yanında 90TL de hesap işletim ücreti alıyorlarsa o zaman bir sorun var bence. Üstelik bu kredi kartını değiştirebiliyorlar madem, niye "anlaşmamız gereği kredi kartı vermek zorundayız" diyorlar? Gönderdim şikayet mail'ını. İşe başlayınca da öğreneceğim bakalım.

Maksimum 1 hafta içinde gelir..

bu pazartesi öğleden sonra evrakları verdim, çarşamba öğlen adresime geldi.

çarşamba günü randevuya gittim az önce mesaj geldi postaya verilmiş. pazartesi gelir herhalde. yani 1 haftayı bile bulmaz diyebiliriz.

genelde resmi olarak verilen süre: yaklaşık 5 iş günü

polonya vize konusunda zorlamıyorve fazla bekletmiyor; gidersin bence.

umre sezonu değilse 1 hafta umre sezonu ise 2 hafta.

gri pasaportsa 5 gün.
acelen varsa ankara pasaport şubeyi ara ve de ki şu gün vize görüşmem var lütfen pasaportumu erken gönderin çok çok yardımcı oluyorlar. ben bu şekilde bir kere kendim aradım bir kere de trafik polisi bir yakınım aradı hemen o gün kargoya verdiler.

normalde 3 gün. Maksimum 5 gün.
Yetişirsin.

bu arada ek bir püf noktası vereyim:

pasaportun ankara'da basıldığı andan itibaren numarası sisteme geçiyor. vize randevunu almak için pasaportunun eline geçmesini beklemek zorunda değilsin yani, randevu almak için numara yeterli. ama tabii randevu tarihini de pasaportun gelebileceği bi tarihe çek ki patlamasın :)

belgeleri vs hazırla hepsini önden, bir pasaport kalsın geriye. pasaportun gelince de onu da dosyaya ekleyip gidersin randevuya...

bana ertesi gün gelmişti. cuma başvurmuştum c.tesi gelmişti.

Arkadaş bu çarşamba randevuya gitti, perşembe günü geldi.

hem var hem yok.
yalnız kaldığım zamanlarda -ki günün büyük çoğunluğu- gerizekalı olduğumu düşünüyorum.
bir topluluk içinde mutlaka zeka gerektiren bir şeylerde ya da mesela eskiden okulda hep parlıyordum arkadaşlarım arasında. o zamanlar güvenim vardı kendime. kısacası diğer insanların yapamadığı ya da çok zorlandığı şeyleri çok basitçe yaptığımı, hallettiğimi görünce kendime güvenim fırlıyordu.

genelde yok, sebeplerim de var.

Bazı konularda var. Bi şeyi başarmak için tek gereken şey çabaysa kendime sonuna kadar güvenirim. Bi şeyi kafaya koyduysam da yaparım. "Yapamazsın" diyenlere inat daha da azimle yaparım. Asla da pes etmem. Bu konuda özgüvenim tam.

Ama mesela insan ilişkileri konusunda pek değil. Pek beceremediğim şeyler çünkü.

Ne konuda? Hayatın hangi alanında? Ayrıca kendine güvenden kastınız nedir?
Bazı insanlar kendine güveni "bir şeyi yapabileceğine inanma" olarak tanımlar; bu da konudan konuya değişir. Dolayısı ile bazı konularda ever, birçok konuda hayır. Bazı insanlar ise "dışarıdan ukalalık ve egodan az, mütevazilikten çok gibi bir karaktere sahipmiş gibi görünme" olarak tanımlıyor. Daha çok hayata karşı ezik bir tutumu olmama gibi ise bu tanım, hayatımın herhangi bir alanında ne kendimle ne başkaları ile ilişkilerimde güven temel unsur değil.

Var. Her türlü.

yok galiba.

Kesinlikle evet. Hem niye olmasın onu anlamıyorum? :)
Her konuda kararlı olmak lazım. Yani inandığın doğruları (zaman zaman yanlış olabilir) uygulayacak ve hayata geçireceksin.
Yanlışlarımız da zaten bize tecrübe olarak geri dönüyor.
Kendini geliştiren (iş, özel hayat, ikili ilişkiler vs.vs.vs adına ne dersen artık) ve bu uğurda belli bir çaba sarfeden insan bunun gereğini yerine getirir, ders alabildiğin müddetçe kendine güvenin de vardır, olur, olmalı.
gerisi hikaye.

Genel anlamda var. 1996' dan beri ailemden ayrı yaşıyorum. Ekonomik ve sosyal açıdan dipleri gördüğüm dönemler olduğundan - ve genelde tek başıma olduğumdan - artık tecrübe mi dersin nasıl adlandırırsın bilmiyorum ama işte bunların hepsinin sonucunda bir gelişme, büyüme oluyor en nihayetinde.

var lakin çok uyuşuklaştığım zamanlarda yok olan bişey.

bazı konularda var bazı konularda yok

Karakterime güvenim tam. Kendimi ifade etmekte, kendimi idare etmekte ya da toplum içinde bir şeyler yapmakta filan iyiyim ama öyle "çok güzelim, ben vazgeçilmezim, çok seviliyorum" gibi konularda hiç yok maalesef :D

var.

aklıma koyduğum her şeyi yaptım. şansın da benim yanımda olduğunu düşünüyorum.

ilkokul 1'i Erzurum'da okudum, okumayı zor söküyor çocuklar, ben de ilgilenmedim ilk başta. hoca babama en gerideki çocuk, çok da yaramaz demiş. babam derse girmiş, beni sıraların üzerinde yakası düşmüş bir halde koştururken bulmuş. sonra evde ağzıma sıçtığını hatırlıyorum. çok kısa sürede okumayı söktüm, 1. sınıflarda ilk kırmızı kurdelayı alan bendim.

2. sınıfta babamın şark görevi bittiği için, tekirdağ'a taşındık. burada çocuklar çarpım tablosunu öğrenmiş. ben bi halt bilmiyorum. hoca da öğrencileri sıralara çalışkanlık sırasına göre diziyor. ilk derste bana tahtada bir kaç işlem sordu, bilemedim. en arkaya beni oturttu orospu. azmin elinden hiç bir şey kurtulmaz, bir kaç haftada en ön sıraya geçtim. yıl boyu her hafta yapılan testlerin tamamından 25/25 yaptım, dönem arasında beni bir üst sınıfa geçirdiler.

ertesi sene samsun'daydık, ah babacım! ertesi sene bir ilçesinde, ertesi sene bir başka ilçesinde. her defasında kendimi kanıtlamak durumunda kaldım ve yaptım. orta bir'de din dersinde, beni hiç sevmeyen bir çocuk sıramın altına kopya kağıdı koyup, ihbar etmişti. hoca ne dedimse kabul etmedi, sıfır verdi. dersin beş gelmesi için ne yapmam gerektiğini sordum, ezberlediğin her sure için beş veririm, ortalamanı yükseltebilirsin dedi. onlarca sure ezberleyip sınıfta okudum ve beş geldi ders. her sınıfta başkan seçildim. anadolu lisesi sınavında ve öss'de derece yaptım.

orta iki'de (konya'da) koşu takımı vardı okulun, çok havalıydılar. her takımın da kemik kadrosuydular. beden hocamız çok ünlü bir antrenördü. notları yarış derecesine göre verirdi. çelimsiz bir çocuktum sene başında. ilk 4'ümü ilk yarışta almıştım. sene sonunda okul koşu takımında ve hentbol takımındaydım.

şans faktörü için, öss'de nasıl olduysa bir soruda takıldım matematikte ve süre yetmeyecek gibiydi. sınavın son on sorusu felsefeydi ve 2 dk vardı. bildiğim bir taktik, felsefe sorularında önceden verilen bir iki paragrafın son cümlelerini oku, onların ana teması cevaptır. hiç sorulara bakmadan, cevaplar arasından bunları buldum ve 10'da 10 geldi. sınavda 700 küsürüncü olmuştum :)

şimdi de iş ve borsa konusunda çok iyi durumdayım, en korktuğum şey, topluluk önünde konuşmak, onu bile çok güzel yapıyorum.

Her insan gibi. Diplerim de var zirvelerim de.
Ayy kimse bilmesin bu rezaleti dedigim kayiplarim da var mumkun olsa da herkes duysa dedigim basarilarim da.
Insan iliskilerinde fazlasiyla, hatta ben bile sasiririm, etkileyici oldugum anlar da var, bok cuvali gibiyim bu gun bitsin nolur dedigim anlar da.
Bunu mu yapamadin mehehae denen yanlarim da var, gercekten nadir insanlarin sahip oldugu bir kac ozelligim de.

Kaybetmekten hata yapmaktan hic ama hic korkmadigim icin ozguven sahibi oldugumu iddia etmeyecegim, ders cikarmasini bilirim. Basarilarimin ya da olumlu ozelliklerimin degil, kaybedislerimin, basarisizliklarimin, hatalarimin beni egittigini biliyorum.

Var da diyemem yok da diyemem, cunku tek ben yasamiyorum bu dunyada. Etrafimdaki insanlarin da birer degisken olarak kabul edildigi sosyal sistem var. Kendimi sabit kabul ederek analiz yapamam.

Var,gitar çalıyorum,solistlik yapıyorum,edebi derecelerim var,şükür elim yüzüm düzgün,karakterim herkes tarafından onay görür;kendime güvenim tam.

kendime güvenim oldukça yüksektir. çünkü başarabileceğim ve başaramayacağım şeyleri bilirim. bilmediğim konuları ise bilmiyorum der, derhal araştırırım. öyle bir güvenle bilmiyorum derim ki bilmiş olsam daha az etki uyandırır.
ayrıca insan ne yaşarsa yaşasın kendine olan inancını, güvenini yitirmemeli. başarmak isteyen insanlar tabii.

beğeniyorsan git al bence

üstü açık araba almak istiyorsan Türkiye'de alınacak tek araba bence.

hayatını dilediğin gibi yaşa.

eger seni cok sıkıntıya sokmayacaksa, aklında duracagına kapında dursun, fiyat performans olarak bir cok aractan cok daha mantıklı gelmistir bana da (ikinci el icin soyluyorum) en cok ne olur 3 günde satamazsın da 3 ayda satarsın,
al gitsin...

Metal tavanlı bir cabrio olmasından başka çekici bir yanı yok bence. Tipi de çok iyi olan bir araç değil bence :(

Benim sunrooftan iceri sigara atmislardi bilerek, ustu acik araba belki ege akdeniz sahillerinde iyidir ama buyuksehirlerde taciz eden cok olur bence.

Çok çirkin.

hayalindeki arabaysa al, keyfine bak. bende de astra twintop var. kapı çıtası olmadığı için biraz ses yapar tümsekten geçerken falan. almadan önce de tavan motoru ve kabloları bir kontrol ettir. aç kapa yapmaktan kablolar kolay aşınıyor.

bence bir de mercedes slk'lara bak. 2006 model eos almak yerine 2001 model slk almayı düşünebilirsin. yakıt sarfiyatı eos'ta nasıldır bilmiyorum tabii.

tilki kulaklı

"keskin kulaklı/kulağı keskin" sanırım. duyduklarını iyi seçebilen kişi anlamında. kulağı kesik de var ama o daha çok herşeyden haberdar olmak anlamında kullanılıyor.

Midas

yarasa kulaklı

---spoiler---

bazı yarasaların işitme duyuları öylesine keskindir ki, 180cm 'den daha uzakta kumda yürüyen bir böceğin ayak seslerini bile işitebilirler.

Tilki

Yapı kredi world gold: 55 TL

işbank maximum 40 ya da 44tl

garanti 60

iş'te üniversiteli(öğrenci): 20

Axess 75 lira. iade ediyorlar ama.

paraf: ilk yıl yoktu sonra 40 tl gold kart için, normali 25

pegasus plus bonus bla bla: bunu zorla verdiler, aidatı yokmuş

ing premium: 80 tl alınmıştı ama sonra "kartımı kapatmak istiyorum" dedikten sonra "otomatik ödeme talimatı verin ve 6 ay talimat açık kalsın, iade edilsin" denildi.

vakıf platinum: 80 tl. hava alanında ücretsiz lounge, ücretsiz çilingir, cam kırılmasına karşı ücretsiz cam vs gibi hizmetleri var. yolda araba ile kalınırsa en yakın servise ücretsiz çekim hizmeti de var ama arabam olmadığı için..

beverly hills polo bluc erkek cüzdanları çok şık. victorinox çakı da alabilirsin. çok fonksiyonlu olanlarındna. 50 liraya inanılmaz güzel çakılar var.

kendi kullandığım cüzdanı önereyim memnun olduğum için

www.n11.com

antika kol saati bana cep saatini çağrıştırdı. o da hatıra objesidir malum.

babamin benden önce aldigi muhtemelen degistirmeyecagi poposunun seklini aldigi bir cüzdan var. o yüzden ben cüzdan almazdim. kenara koyar cünkü.

cok sevdigi cakisi vardi. victorinoxlara isinamadi, caki dedigin kilit mekanizmali olacak, dogal olucak diye. opinel no 7 vardi uzun zaman kullandigi bir de kiraz agaci sapli agir et kalinligi 7 mm olan agir bir cakisi vardi ögrenciliginin sonunda aldigi. o öldü ama opinel hala gider. cok caki geldi gecti ama opinel kaldi. bag bahceyle ugrastiginda yanindan ayirmadigi opinel gibi mekanizmali katlanir bag testeresi vardi kivrik. cok severdi de bag bahceyle ilgilenemiyor simdilerde. ama torpidoda durur.

önerilere karsi cikmis gibi duruyorum da öyle bir amacim yok. kendi babana göre tart diye dedim. babama gidip telefon alsam, ona kivrik ama güzel ahsap bir agac parcasi verip, baba al dilsiz usak yaparsin dememden daha az sevinir.

(bkz: tergan)

tamamiyle kariyer hedefine bağlı, çalışacağın pozisyon, şirket vs.. 1000tl de olabilir 3000 de. belki daha fazlası.

iş tecrübesi daha önemli bir çok sektörde.
ama bu arkadaşın kısa zamanda maaşını katlayarak ilerleyeceğini düşünüyorum.
1500 le başlasa bile 3-4 sene içinde 5000i görecektir

Ek bilgi: Neredeyse hiç bir işveren not ortalamana bakmaz.

Şirketler yeni mezunlara keklik gözüyle bakıp , tecrübe ve yetenekler ne olursa olsun elinden geldiğinin en az maaşı verir.
Hangi okulu okuduğun veya hangi bölümden mezun olduğun önemli değil eğer insanlara empoze edilen köle zihniyetini fark eder ve oyunun bir parçası olmayı rededersen kazanacağın para iyi miktarlar olur. Hayatta en kötü şey aldığın maaşın sabit olması. Eğer maaşın bin lira ise , bin liralık insan olursun fazlası değil.
4 yıl üniversite okuduktan sonra tarlasını satıp istanbulda şirket kuran bir ilkokul mezunu adamın altına girip 2 bin lira için 30 gün göt yalamaktansa , okula yapacağın 4 yıllık harcamanın tümünü bir ticaret alanına yatırıp önünü açmak daha sağlıklı.Kendini yaşıyor gibi hissedersin en azından.Kazandığın para belli olmasın . bin liralık , 2 bin liralık adam olma .
Ha elimde diploma olsun diyorsan , açıköğretim fakultelerinden birine kayıt ol.Zaten üniversite diplomaları 2005 yılından sonra sadece etiket oldu.İş verenler açısından hiçbir değeri olmayan kağıt parçaları.

başkasının kurduğu şirkette ÇALIŞTIRILMA , kendi işini kur ÇALIŞ !

@1tam1ayran

yav he hee. sektör tecrübesi olmadan, ticareti bilmeden ne şirketi kurduruyorsun adama?

iş bulması en fazla 1-2 ay sürer. 2000 üzeri başlar ve yükselmesi diğer üniversite mezunlarına nazaran daha hızlı olur.

madem bu kadar kolay biz de tarlayı satıp şirket kuralım amk.

3-5'e bakmayacaksın biraz iş hayatında vakit geçireceksin, tamam belki teoride 10 numara adamsın ama pratikte? zaten kumaş varsa sen de ve sen de eşek değilsen iyi yerlere gelirsin.

kendi mesleğimden örnek vermek gerekirse üniversitede öğretilenlerle yaptığım işin pratiğinin alakası yok.

boğaziçinden mezun olana direk yöneticilik veriyorlar bilkent'ten mezun olana da amerika'da master beleş.

çok boğaziçi ve bilkent mezunuyla çalıştım. ilk işinde 1200 lirayla amelelilk benzeri bir iş yapan da vardı, direkt amerikaya gidip senede 50k ile iş bulanlar da. tamamen sektörüne bağlı. big 4'a girer 1400 tl maaşla senelerce sürünürsün veya pg-unilevere bir şekilde kapak atar 3000 üzerinde maaşla işe başlarsın. başvurduğun yerde işe alım sırasında tercih edilmene sebep olabilir (olacaktır) ama sonrası kısmet ve performansa bağlı. yükselmenin diğer üni mezunlara oranla yüksek olacağına kesinlikle katılmıyorum. adam sütçü imam fakültesi mezunu olsun bilkent boğaziçiliden daha "performanslı" çalışıyorsa amınakor.net

en kötü 3 yanım, sıkıcı, mükemmeliyetçi ve hırssız bir insan olmamdır.

Verdiğin cevap mühim değil olayı yalan, çünkü bir keresinde bunu deneyerek gördüm. Kötü yönlerimi bir çırpıda sayıp dönünce adamlar hem durustlugume şaşırdı hem de bir daha aramadi

sen bir mal satarken kötü özelliklerinden bahseder misin? Hayır, e o zaman kendini pazarladığın bir ortamda da kötü özellikler üstünde durmayacaksın. dürüst olmak falan yalan. ben yenilgiyi kabullenemem kalıbını kullandım çoğunlukla. en çok istediğim işin mülakatında sabırsızım demiştim de 1 saat mülakatın 50 dk sı benim sabırsızlığımla ilgili geçmişti :) ikcıya kendi hakkınızda negatif bir açık vermemek çok önemli zira sürekli onun üstüne gidiyorlar.

Mülakatlarda güleryüzlü olmak çok önemli. Eşek gibi sırıtacaksın her boka. O anda dünyadaki en önemli şey o işe girebilmek, onu hissettirebilmen lazım. Gitmeden önce şirket websitesinden mülakatta konuşmalarına dahil edebileceğin bilgileri toparla, istekli gösterir. Kabul edildiğim işte mesela genel müdürün amerika'da yaptığı mba'den bahsetmiştim de ikcı karı orgazm olmuştu. Bu bilgiyi de websitesindeki faaliyet raporlarından bulmuştum.

sırtını devlete dayıyorsun
fena olmayan maaş
esnek olmayan çalısma saatleri.


şehir şehir dolaşıcan
sivilde bir iş bulsan çıkmak için can atacan.

mafya gibi amk girmek kolay cıkmak zor:)

Ordu içerisindeki hiyerarşiyi ve onun getirdiği olumsuzlukları görüp de ben çok takılmam, işime bakarım diyebiliyorsan yapılır.

Piyadeden ziyade lojistik destek daha rahat olur.

istanbul'daysan eğer atlas pasajında çok daha güzel modelleri 30 liraya satılıyor. lc waikiki'de bile 15 liraya var bunlardan daha inceleri.

rus kalpağı diye biliyodum ben :(

m%s dan almistim ben de ama 50 degildi daha fazlaydi

yalniz bu degil benim aldigim bundan daha guzeldi. bir kac ay onceydi degismis olabilir tabi

bir alternatif ebay den almak.. bulabilirsiniz ucuza bir seyler belki

tchibo'da vardı. link aramaya üşendim. internetten bulabilirsin.

Sorgulatmaz. Direk yaptım de.

terhis belgesi diye bir şey var, muhtemelen senden onun bir örneğini ibraz etmeni isteyeceklerdir. istersen yine de bir şansını dene.

bi akıllı sensin ya.
askerlikten belge istiyorlar.

Harvard mezunuyum da desen iş başı evraklarını teslim etmeden kimse hiç bir şey anlamaz.

askerlik durum belgesi istiyorlar.

tabi gidip garsonluk yapıyorsan işler başka türlü yürüyor olabilir.

Askerlik yaptığına dair belge istiyorlar
Yapmadıysan da tecilli olduğun tarihe kadar belge isterler

Ama kurumsal bir yer değilse sorun olmaz.

şimdi bunu favorilere ekledim ben. duruyor yani.

e bende yok??

hatta şu an farkettim ki kullanıcıya mesaj gönder simgesi de yok olmuş.

bu arada duyuruya giriş çıkış da yaptım nafile??

neden acep?

aha bu da caps i.snag.gy

chrome kullanıyorum. adblock vs bi sürü de eklentim var.

ctrl + f5 yap beş on kez.

denedim işe yaramadı.

bir de çerezleri silmeyi deneyeyim.

@fader kusura bakma ikinci yazdığım duyuruyu sildim, sizin cevap da arada gitti.

çerezleri silince problem düzeldi.

Yok. Nüfustan alman lazım.

peki ikamet değiştirmek için ne yapmam gerekiyor biliyor musunuz?

üzerine olan bir fatura ve ev sözleşmesi ile nüfus müdürlüğüne gitmen gerekiyor
Taşındığın yere bağlı olan nüfus müdürlüğüne. Tabi nüfus cüzdanında yanında olsun.
Ha bide onların fotokopisi yanında olsun bazen fotokopi çekecek yer bulamıyorsun orada.

Edit: Fatura henüz gelmediyse üzerine aldığına dair bir belge sunsanda olur. Ben öyle yaptım.iskiden devir kağıdını gösterdim.

İkametinizi başka bir adrese taşıyacaksanız Nüfüs müdürlüğüne gitmeniz gerekiyor. Eğer ev kira ve kontrat sizin üzerinizeyse kontratı götürmeniz yeterli. İkametinizi alacağınız adreste üzerinize ait bir fatura varsa onu götürmenizde yeterli. eğer ailenizin ya da arkadaş(eş-dost) kısacası içinde birilerinin yaşadığı bir eve alacaksanız ise bu durumda o evde yaşayan ve ikameti o adreste olan birisiyle nüfüs müdürlüğüne gitmeniz ve o kişinin beyanı ile o adrese ikametinizi aldırmanız gerekmekte.

e devletten ikametgah değişikliği sadece e imza kullanıyorsanız oluyor.

kızlardaki yedek yapmadan sevgiliden ayrılmama özelliği gibi. şuan tayyibin yedeğini göremiyorlar. boşlukta kalmakatan iyidir.

1) ikna olmak işlerine gelmiyor
2) kendilerini kandırıyorlar
3) bence sınırı yok. çünkü bu kişiler insan olarak görmüyor ki adamı, kutsallaştırmışlar.

ancak yeni biri gelir, der ki ben size sahip olduğunuz ayrıcalıklardan çok daha fazlasını sunabilirim, sizleri satın alabilirim - o zaman belki ikna olurlar.

Çoğu kişi inanacak bir yalan arar durumda. Çevremde çok sevdiğim insanlardan hala Tayyip'e bağlı olanlar var. Ne tek kuruş haram yemiş, ne yolsuzluğa bulaşmış namusuyla yaşayan ama adamı hala ehven-i şer görenler mevcut. Ben de kızıyorum ama bazı fikirler değişmiyor, anlatamıyorsun. Genel olarak AKP'den bağımsız olarak takım tutar gibi siyasi görüş belirleyen insanlarla dolu bir ülkedeyiz maalesef. Sanırım ancak Erdoğan çıkıp "ben çaldım" derse ikna olacaklar.

michaelsikkofield.blogspot.com.tr

güzel açıklamış bence.

Çevrem AKP ağırlıklı olduğu için ne hissettiklerini daha rahat anlıyorum. Aşağıda düşüncelerini toparladım sizin için.

-Tayyip Tr'yi güçlendirdi ve güçlendirmeye devam ediyor
-Tr'yi zayıflatmak isteyenler Tayyip'in önünü kesmeye çalışıyor
-Tayyip giderse ülke biter
-Yapılan sabotajlar milli iradeyi zedeler
-Halkın getirdiğini halk götürür
-Tayyip'in başı secdeye değiyor, başörtüsünü ve imam hatipleri özgürleştirdi
-Barzanı'yle görüşmeler yapıldı, doğalgaz anlaşması yapılacak
-Kürtlere hiç tanınmamış özgürlükler tanındı
-CHP anamızın başını açar, kürtleri öldürür
-Çaldıysa benim paramı çaldı


Evvelden örselenmiş bir topluluğa 11 yıl içerisinde verilmiş bu kadar özgürlük bir kaç milyar doların çalınmasını görünmez hale getirebiliyor. Hatta daha da ileri gidip Tayyip'in diktasını kabul etmeye dünden razılar.

muhalefetin büyük kısmının, belki de tamamının kaçırdığı çok şy var (bunları örgütlü-partili olanlar için söylüyorum, ya da akp gitsin de nolursa olsun diye düşünenler falan); öncelikle bağlılık ve sevgi, insana inanmak gibi şeyleri anlamak istemiyolar, ya da işlerine gelmiyo.

mesela şu makarna-kömür muhabbeti var, ondan sonracıma laikçi diye isimlendirilen türk tipi protestan olanların dönüp kendilerine bir gıdım bakmadan yıllardır aynı tavrı sürdürüşü var. kullanılan dil (yobaz, dinci, gerici, allahçı) insanlar bunları duyduklarında zaten güvenmemeye programlanmışlar artık (akp seçmeni ve de alternatifsizlikten akpye oy verenler için diyorum, oy kullanmayanları da işin içine katabilirsin pekala)

bu ülkede kendini şu an muhalif ve muhalif-aydın olarak tarif eden kişiler, halen şapka devrimi denilen "şey"le resmi ideolojinin anlattıklarının dışına çıkmaya dahi yeltenmeyip hesaplaşamadıysa, zaten olabilecek en iyi şey "halka rağmen halk için" falandır herhalde, tabi onu da "iyi" olarak isimlendirmeyi vicdan kabul ediyosa. örn. üzerinden devam, şapka devrimi devrim değil zulüm ve adına medeniyet denen kapitalizmin en önemli aracı ve silahı "modernizm"in "türk tipi protestanlık" gölgesinde ve "dinciler yobazlar gericiler ortaçağ karanlığı" lagalugasıyla bu topraklara yerleştirilmesinin ayaklarından biriydi.
o yasaklanan sarıklar sade vatandaş için sadece "kefen"di, çok basit "kefen". ama inancı hiçe sayan türk tipi protestan kafa, onu kendi yarattığı "gericiler dinciler şunlar bunlar" düşman ve öcülerinin simgesi haline getirdi. ama yine sade vatandaşın bundan haberi bile yoktu muhtemelen. kefen dediğim "hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, bugün ölcekmiş gibi ahiret için çalışın" hadis-i şerifine ithafen, insanlar kendilerine bunu hatırlatmak için takardı yani, o devletin kendine yarattığı yapay düşmanların simgesi haline getirilen sarık sadece bundan ibaretti yani.

türkiyede kemalizmle barışık ya da barışık değilse bile "gerici dinci bunlar yobazlar makarnacılar" zihniyetinde onunla ortaklaşanlar bunu ya bilmez, ya da ideolojilerini şart koştuğu düşünüş ve hayata bakışa aykırı olduğu için duymalarına rağmen, bizzat görseler dahi akıllarında bir şüphe kalır. (istisnaları hiçe sayarak bir kaide oluşturduğum için özür dilerim, ama "çoğunlukla" böyle; o istisnalar da terkediyor o düşünüşü partiyi örgütü ideolociyi zaten)

aynı birinci sorundaki gibi:
"1.Ama nasıl oluyor da duymalarına rağmen ikna olmuyor insanlar? "

insanların kıyafetlerine dek karışarak başladı bu, yeni bişy değil yani. sorularının cevabı için t.c. tarihini sosyolojik olarak enine boyuna incelemek gerek aslında.

tayyip erdoğan bu tip şeylerin üzerine giderek insanlara güven verdi, makarna kömür bıdı bıdısı çoğu insan için eski soğuk devlet aklına göre oldukça sıcak bir tavırdı vb. bir şekilde inanılmaz güvenmeleri sağlandı işte insanların ve de sonuç bu. ya da ölümü (dayatmacı, insanların sarığına dek karışan akıl) görüp sıtmaya (akp) razı edildi insanlar falan filan.

ikna falan da olmayacaklar. sarık meselesine ya da şuna:
eksisozluk.com
bir kemalisti ikna edebilir misin? ya da dersim katliamına? istiklal mahkemelerinde önce asılıp sonra yargılananların olduğuna? edemezsin, gözüyle görse de hiçbi kemalist bunlara inanmaz. bu da öyle, aynı şey.

çünkü insanlara bir şekilde "güven" vermişler, hani şu materyalist ve modernist ideolojilerde olmayan ve asla olamayacak olan hiçe saydıkları "maneviyat", (korku, rant kaygısı ya da başka şeyler de olabilir arada ama sonuçta vermişler) bir şeyler vaad etmişler ve bunları onların hayatlarını anlayarak yapmışlar. yapamadıkları ya da "yapıyormuş gibi" yaptıklarını da (örn. israile rest çekmek, 28 şubatçıları yargılamak, suriyede gerçekten insani kaygılar güderek sry muhalefetini desteklemek) medya aracıılığıyla öyleymiş gibi göstermiş yani pekiştirmişler.

teşekkürler cevaplar için..
soru cevaba dönüştürmek de istemiyorum pek aslında ama;

@japon kattrilyon "nakit" (yeni parayla) nedir biliyor muyuz peki? küçük bir ülke kurulur ya :( ne önünü kesmesi
@dafaiss çok güzel açıklamalar yapmışsın, biliyorum şapka devrimini sembolik olarak örnek verdin, genele bakmak lazım diyorsun ama; batılılaşma olayı II.Mahmut, tanzimat vs derken cumhuriyetten falan çok önce başlamadı mı ya..hep aynı doneyle vurmayalım (senin yorumun için demiyorum, şimdi şapka devrimi he valla öyle ne biçim de baskı yapılmış diye okuyacaklar için söylüyorum) .

(Neyse, bu muhabbet başka bir konuya dönebilir; istersen buradan cevaplamayabilirsin yani)
o da tam olarak aynı şeyi yapmıyor mu peki? üstelik çok daha iyi empati yapabilecekken? Yani nebilim mecliste bile etek boylarına karışılması, sunucuların dekoltesine bir bakanın (bu kadar önemli bir mevkide bir adamın) yorum yapması, adile naşit'in peştamelinin (tosun paşa hamam sahnesi) sansürlenmesi, gençlik kamplarında kızların erkeklerin ayrılması, kızlı erkekli(?) evlerin hedef gösterilmesi vs.. o da tam aynı şeyi yapmıyor mu? yani aslında elinde güç varken toplumu birbirine ılımlılaştırabilecekken (höd höd kemalistler artık dinci diye yaftalamayın milleti/ muhafazakar kesim siz de fişfiklemeyin ortalığı, kadınlara ve herkese saygılı/sabırlı olun) neden daha da kutuplaşttırıyor?

@jimjim

2.sorunun tek cevabı Tayyip'in damarlarında dolaşan kin ve nefret duygusu.

evet haklısın, daha 19.yy başları tanzimat falan o zamanlara dek gidiyo, yeni bişy değil yani. her misal de isteyen tarafından istediği yere çekilebilir pekala, ve evet o da aynısını yapıyo, sebebini net bilemiyom, öfke patlaması, bastırılmışlığın dışavurumu, (bkz: iktidar zehirlenmesi)... tamamına mal edemeyiz ama bu küçümseyici ve aşağılayıcı, hiçe sayan tavır ki muhalefetin tamamına mal etmiyorum ancak azımsanamayacak denli kişi de bu tavrı takınıyor, bir nefret de oluşturdu illa ki karşısında bu kadar yıl boyunca, ve bu nefret de birilerince kullanıldı, öcüler oluşturuldu. birileri aforoz edildi vb. (bkz: lider kültü/@dafaiss), (bkz: vatan haini/@dafaiss) ve bir çeşit "din" oluştu/ruldu, ki bu akp seçmeni vb.den bağımsız, tüm örgüt parti tarikatler de az çok böyle işliyor.

yani kemalizm zıttını doğurdu oluşturduğu nefretle, işte onlar da aynısını yapıyolar şimdi, ama bu kez "halka rağmen halk için" değil, bizzat halk, ki burada halk derken çoğunluk vs. meselseine takılmadan kültür ve geleneğin toplumdaki yansıması üzerinden düşünmeni rica ediyorum.

mesela kızlı erkekli ev meselesi üzerinden gidelim, sorsan aa nolcak ne var yani diyecek olanların büyük çoğunluğu iş pratiğe, yani kendi eşi dostu evladına gelince yön değiştirir bu konuda, yani bu olay kendini marjinalize etmiş bi azınlık dışında kimsenin hoşgöreceği bişy değil esasında.

ama pratiği kontrol etme şansı olmadığı ve sonuçta lafta kaldığı için akpye de mhalefet ayağına normalde olacağın onlarca katı insan "hoşgörüyomuş gibi" konuşuyo. halbuki kültürel ve geleneksel altyapı tam tersini söylüyo, çünkü bu coğrafyadaki hiçbi topluluk ya da halk yüzyıl belki binyıllardır böyle bişyi hoş görmedi, ama saldırmadı ve karışmadı da elbette bu şekilde.

bu altyapının üzerine birikmiş öfkeyi ekleyince "saldırganlık" ve "yaşam tarzına müdahale" geliyo ardından, ki her konuda yapılagelen de bu. kültür ve gelenek altyapısının üzeerine bastırılmış öfkeyi eklemek.

İman etmek

Facebook'ta bir arkadaşım "gözümün gördüğüne değil, gönlümün gördüğüne inanırım" yazmıştı bu kaset olaylarından sonra. Ben sanıyorum ki tayyip çıkıp açıklama yapsa her şey doğrudur dese bazıları çıkıp cemaat zorla söylettirdi diye savunurlar.

komik olmuş.

diyalog ile monolog...ikisi ayrı şeyler. ne alakası var...

Gozumle görsem inanmam böyle bi konuşmaya. Bi kere cumleler birbirini tamamlayacak nitelikte değil bulup buluşturup birlestirmisler.

ctrl x, ctrl c, ctrl v.

O değil de ne boş adamlar var memlekette.

kes yapıştır olduğu gün gibi ortada.

ama tayyip ile bilal oğlanın konuşması öyle mi adhadhdafhd

bu aralar çok yoğunum 8de eve geliyorum, ekşi sözlüğü açıyorum, ekşi duyuruya bakıyorum ve kanepede uyuyakalıyorum... yazık bana... akşam ders çalışmaya başladığımda ne olacak bilmiyorum.

eve girince cnn türk'ü açıyorum yatarken kapatıyorum. çoğunlukla gitar çalıyorum ve duyuru, sözlük.

İşten geldiğimde yemek yapıp biraz internette geziniyorum. Sonra duruma göre film izliyorum, kitap okuyurum ya da arkadaşlarımla buluşuyorum.

bahise sarmıştım ama battım. bu ara ielts'e hazırlandığım için devamlı ted.com, bbc.com'da takılıyorum, yabancı dizi falan izliyorum. kitap okuyorum zaten yıllık iznimdeyim. başka zamanlarda da pc başında takılmaca, kardeşimle veya arkadaşımla pes atma, evde vücut geliştirme yapma ve basket, futbol, voleybol maçı varsa izleme şeklinde geçip gidiyo işte.

fifa oynuyordum ama bundan sonra zor artık.

Maç izleme, Ekşi, Stumbleupon, Kitap, Whatsapp.

müzik,
kitap,
yemek,
kahve,
karam gurme,
gmail,
duyuru,
ukitap,
donanımhaber,
dizi,
kitap,
yatış.

kitap
müzik
film
internet
ödev
pc
uyku

Yemek yoksa ve yapilacaksa yemek yapma, piserken sofrayi hazirlama, sonra toplama, bulasik. Sabah ev daginik birakilip cikilmissa ortaligin toplanmasi. Camasirlarin kontrol edilmesi, yikanacak varsa yikanmasi serilmesi, toplanacak varsa toplanmasi ve yerlestirilmesi. Cay-kahve faslinin yapilmasi ve toplanmasi. Alisveris ihtiyacini belirleme, alinacak varsa listeleme. Ertesi gun ne yenecek, belirleme ve mumkunse aksamdan pisirme. Kisisel bakim. Ese-dosta telefonda da olsa vakit ayirma, kisa telefon gorusmeleri. Ertesi gun giyileceklerin belirlenmesi, gerekirse utu yapilmasi. Tuvalatte sosyal medya. Gecenin koru olmustur, gece bultenlerine goz atilmasi, birkac sayfa kitap okuma, zibaris.

eve gelip yatıyorum 4-4bucuk saat uyuyorum uyanıp geceyarısını bekliyorum sonra da tekrar yatıyorum 1bucuk saat yatakta tablet-telefon vakit geçiriyorum veya kitap sonra yine uyuyorum. cumaları dizi izliyorum. arada bir yemek yiyorum

9'dan sonra geliyorum eve. Sabah da 6.30'da çıkınca sadece Facebook'a falan bakabiliyorum.

cvniz iyiyse:

aselsan havelsan roketsan tai diyorum.

Karel

Sincan organizede çok büyük firmalar var. Yiğit akü, Hidromek, Erkunt gibi. Listeyi eşele biraz sen.

www.aosb.org.tr

İlave: Ankara maaşları İstanbul maaşlarına göre %30-40 daha düşüktür.

sivrisinek

ağacı hindiba bitkisine benzettim, üfleyesim geldi.

vietnam konulu filmler

buğday.

valla ilhan irem geldi aklıma

memleketi özledim, bizim oralar da öyleydi.

Belgrad ormani.

''Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam!'' Ahmet Haşim geldi aklıma, pek bir şey hissetmedim :)

serinlik. üşümek.

sazan avı
balıkçılık anlamında gerçek anlamda sazan balığı avı
dalga yada mecaz yok.

Timsahlı belgesellerdeki heyecan.(nereden fırlayacak nası ikiye bölecek vs) (timsahların bu habitatta yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum)

@basond +1 orda ne balık vardır valla, dişli çıkar ordan.

Timsah çıkıp ısıracakmış gibi.

eymir gölünde bir sonbahar

@kedidir o kedi Ankaralı detected :)

soğuk.

ağaçlar ve sazların boylarında bir oransızlık var.
huzurlu bir resim olmasını beklerken orantısızlık psikolojimi bozdu.
adresini verde psikolog faturamı göndericem.

hafif rüzgar ve soğuk.

Egon Schiele Autumn Trees dememiş hiçbir kimse, bir tek bana öyle gelmiş demek ki

yazın açık, kışın koyu.

japon +1

niye bilmiyorum ama.

siyah kot tamam ama lacivert kot kadar sevmediğim başka bir şey yok. açık severim ben yaz kış fark etmez.

ben de lacivert (en koyu olan tonlar) sevmem.
açık renkten kastınız buz mavisiyse ondan da hiç hoşlanmam.

yani tam böyle mavi, kot rengi olacak.

Yazin buz mavi ve beyaz kot tercih ediyorum. Acik renk topuklularla hos oluyor. pudra pembesi ayakkabilarla vs. Ama duruma gore koyu lacivert kot da giyiyorum. Ayakkabinin rengine gore degisiyor.

Kisin da lacivert, koyu lacivert, koyu yesil kot tercih ediyorum. Acik renk abes kaciyor ya sanki koyu gri havalarda. Sevemiyorum. Dikkat cekici oluyor.

Koyu. Üstüne her renk giyiliyo ve guzelde durduguna inanıyorum

yanlış anlaşılma olmuş. Mecidiyeköyden avcılar zorlu plazaya nasıl gidilir demen istemiştim.

metrobüsle avcılar'da indkiten sonra metrobüs köprüsünün(üst geçit) ayağında(beylikdüzü yönünde) dolmuşlar var, yeşil tabelalı ihlas-marmara dolmuşuna binersen önünde indirir. ama bu dolmuş çok sık gçemiyor 20 dk da bir falan olması lazım. onun dışında başka dolmuş gider mi bilmiyorum.

sittir get lan burdan derdim.

Bön bön bakardım.

imgim.com

ne anlama geldiğini şimdi gugıllayarak öğrendim. o yüzden tepki veremezdim. ama zerre komik değilmiş. o değil de recep ivedik 4 büyük gişe yapacak.

kafanı bozuk paraların konduğu tabağa vururdum

vay mal vay derdim.

imgim.com

Seni bişıon'a alalım. Tam senlik.

vay aq derdim.

Seni tezgahın arkasında ağırlardım.

imgur.com

derdim.

hiv olabilir. bir test yaptırın.

B vitamini değerlerine baktırmalısın.

aksamlari acik havada biraz tempolu yuru. sonra eve gelince birseyler yemeden ilik dus alarak uyumaya calis. bilgisayardan aksam saatlerinde kop. kendini daha dinc hissedeceksin.

bir de alkol sigara icin zaten bir sey demeye gerek yok. sen daha iyi biliyorsun

az ye. bulunduğun yeri havalandır. hafif soğuk olsun bulunduğun ortam. ne çok soğuk ne çok sıcak. zaten havalandırmak için camları açtığında içerisi o sıcaklığa ulaşacaktır.
hali saha vs. yap arada.
spor yap yani. dinç olsun vücut.

pharmaton

İstanbulda yaşıyorsanız ilk etken hava kirliliği.
Bol bol hareket etmelisiniz vücut ısınıp ter atmalı. Evde yapılabilecek birsey isterseniz kosu bandi veya bisikleti eglenceli bisey isterseniz xbox kinect veya nintendo wii

bir kaç ay önce seninle aynı hayatı yaşıyordum. sigarayı bıraktım şimdi zıpkın gibiyim. (bkz: champix)

www.torbam.com

Ca ca ca cooom :)

Bakınız işiniz rahat değil aslında söylediğinize göre güneş ile karşılaşmıyorsunuz sanırım.
1* eve döndüğünüzde rahat edebileceğiniz şeyler yapın yemekten sonra duş alıp ayakları uzatıp sıcak birşeyler için (siyah çay ya da kahve olmasın.alkolü de olmasın) hafif bir müzik açın. zihninizi dinlendirin. Ve bence erken uyuyun 23.00 -23.30 arası uyumuş olun.
2* EN ÖNEMLİ DİNLENEME NEDENİ : Sİ-GA-RA (kesinlikle ben de sigara yüzünden çok yorgun hissediyordum. günde sadece 2 tane içiyorum şimdi yemeklerden sonra. ve daha dinç uyanıyorum)Biraz daha azaltabilirsiniz.

3*Sigara ve uyku probleminden kurtulduktan sonra yavaş yavaş egzersiz yapmaya başlayabilirsiniz. Önümüz bahar. Hafif yürüyüşler (eğer böyle bir olanağa sahipseniz çok iyi gelicektir.) yapın.Ya da yakınlarda yüzme havuzu varsa bir iki akşam yüzün. Eve dönünce çok daha rahat uyursunuz ve sabah dinç uyanırsınız.
4* Beyaz ekmek tüktiyorsanız ya da mayalı şeyler bunlar uyku getiriyor. Mümkün olduğu kadar yemeklerde diğer ekmeklerden yerseniz daha az yorgun hissedersiniz.
5* Alkol konusuna gelince onu da 2-3 den 1-2 ye indirirseniz daha az yorgun uyanabilirsiniz. Haftasonu çalışmıyorsanız o günler için . Yada daha az yorulduğunuz günler.
6* Tatile ihtiyacınız olabilir. Stres altında ya da depresyonda olabilirsiniz. Depresyon= uyuma isteği (bendeki şekliyle). Onun için de eve gelince dediğim şekilde spor yapmak(yürümek) ve beyninizi çok mesgul etmeyecek özellikle bu radyasyon yayan şeylerden uzak bir hobi edinin. Puzzle yapmak gibi.
Bilgisayar ,telefon, televizyon gibi elektronik aletlerle çok haşır neşir olmayın. Onlar da çok yoruyor.

ben nikotin sakızıyla bıraktım 8 ay oldu, ilk 3 ay senin gibiydim, "bu ne lan hiç bişey farketmedi" diye ama sonra farketti yavaş yavaş, ciğerim miğerim açıldı halısahada dana gibi koşuyorum yorulmuyorum artık, daha bir çok düzelir denen şey düzeldi harbiden de.

bir se degismedi diye sakin icmeye baslama.

en azindan degisen bir sey soyleyecegim ve bundan eminim. yanina yaklstigin kisiler artik senden sigara koktugun icin uzak durmaya calismiyorlar. bak bu kesin degisti. digerlerini bilemem

Ben bir sene bıraktım, o tecrübe ile konuşuyorum.

Edicek ve hatta etmiştir bile sen farkında değilsindir. 15 günde fark ediyor yürüyüşüm hızlanıyor, koşma isteği geliyor kafa biraz dağınık oluyor vs. ama ilaçsız bırakmayı deniyorum ben. bahsedilen bütün o değişiklikler için iyice arınmış olman ciğerlerinin temizlenmesi lazım, bütün bu içtiğin sigaraların katranı boku püsürü 20 günde temizlenir mi?

Ha birde evet ilacı bırakınca rüyana girecek, zaman zaman sigara içmek isteyeceksin, kafan bi acayip olacak bir süre bununla mücadele edip kazanırsan herkes yürüyen merdiveni beklerken sen en tepeye çıkmış gram yorulmamış olacaksın. deli gibi bisiklete binecek, koşacak daha iyi yatak performansına ulaşacak ve daha az yorulacaksın, daha iyi koku alacaksın bunların hepsi olacak. sadece zaman alan bir süreç devam et, sakın şimdiye kadar değişmedi demekki bi zararı yokmuş deme, sen sürecin içinde olduğundan fark etmeyebilirsin bunları, haftada bir gören arkadaşlarından falan yorum al.

kondisyonunun artmaması garipmiş sigara baya etkiliyor normalde.

ben sigarayı bırakalı 2 ay oldu sabah ağzım küllük gibi uyanmıyorum. sabah kalkışı o yüzde fark eder, aldıgım nefes çok değişmedi ama yemeklerin kokusunu daha iyi alıyorum sanırım.

sabah enerjik uyanma ve kondisyon zamanla artacaktır. 20 gün çok erken. 2,5 ay kadar benim göğsümdeki ağırlık gitmemişti, dile kolay 2,5 ay.

20 gündür sigara içmiyorsunuz bardağın boş tarafı. Ne kadar zamandır içiyorsunuz. Yenilenmek için daha fazla zamana ihtiyacı var vücudunuzun :) Umutsuzluğa kapılmayın En azından sabah uyandığınızda ağzınızda iğrenç bir tat olmuyordur ve daha güzel kokuyorsunuzdur. Bence 20 gündür içmiyorsanız bir süre daha sabredin. :)inşallah başlamazsınız tekrar.

Evet. Aralık 2013 itibariyle İstanbul Üniversitesi Lisan
Merkezi‘nin Caferağa Mahallesi, Rıza Paşa Sokak Nº: 33 adresinde kurslar başlamıştır.

the man from earth

cansiniz siz can.Tesekkür ederim,varolun.

şuradan çıkar bir şeyler;

kumpas.org

buralardan gitmek için boşuna debelenmiyor insanlar. 200-300 yıl önce bu tip şeyleri aşmış/aşmaya başlamış toplumlar var.

aga senin olayın ne, bunu da bir açıklasan? duyuruda sürekli böyle anlamsız, provokatif saçmasapan şeyler yazarak neyi amaçlıyorsun? ekşi duyuru olarak iktidar olmak gibi bir amacımız mı varmış? "siz" derken kimi kastediyorsun, sen kimsin?

git gençlik kollarına mı giriyorsun ne halt ediyorsun orada sıvazlasın abilerin sırtını.

@der meister, ustam, adam gayet mantıklı bir soru sormuş. bu ne celal?
bence, insanların siyasi düşünceleri kalıplaşmış, herkes kendi tarafını aklayacak bahaneler buluyor. değiştirmek zor.

@the master sen çok yanlış gelmişsin kardeş.

@gadanallah; amaç ne bu soruları sormaktaki? sosyal medyayı daha efektif kullanıp oyların yörüngesinde gerçekten bir değişim yapmak mı? yoksa "çabalarınız boşa gidiyor, pes edin artık." şeklinde umut kırmak mı?

sen önce buna bir cevap ver. sonra biz senin cevaba layık olup olmadığına karar veririz.

@g7mor, abi bu adam sürekli olarak duyuruda bu tip şeyler yazıyor. tek derdi "NE YAPARSANIZ YAPIN AKP KAZANACAK OOH OH MEDYA BİZİM ELİMİZDE" minvalinde laflar ederek milletin sinirini zıplatmak.

herhangi bir siyasi görüş mü savunuyor? hayır. ideolojik bir tartışmaya girmek mi istiyor? hayır. adamın bunu yapmasının tek sebebi var, o da gayet açık. buna sinirleniyorum ben.

inandığı, savunduğu şey umrumda değil. bir fikri varsa açsın duyurusunu söylesin, ona kimsenin sözü yok. ama bu elemanın yaptığı çok ayrı.

Adam bildiğin doğru şeyler yazmış. Sadece karşıt görüşten diye dediği kabul edilmiyor. Akp ya da cemaatin çıkaracağı başka bir parti alır götürür yine.

Takdir ettim seni gadanallah, görüşünü savunanların cahil kesim ve koyunlar olduğunu itiraf etmişsin.

www.eksiduyuru.com

öncelikle şunu belirtmek isterim, yazdıklarının bir bütünlüğü yok gadanallah kardeşim. sormak istediğin şeyi soramamışsın bence.

yazılı ve görsel medyayı kullanmak ve sosyal medya kullanmak arasında ne fark var? ben sana söyleyeyim, sadece bütçe farkı. sen ise sosyal medya kullanmayı küçümsüyorsun. dolayısıyla yeterli parası olmayanı küçümsüyorsun belki farkında da olmadan. bu ülkenin solcularının, sosyalistlerinin arkasında yüklü sermayeler olmaması onların suçu değil.

bunları kullanılarak anlatılanlara gelince;

birincisi, eleştirmen gereken dini kullananlar olmasın? senin sorduğun şekliyle açıkçası cevaplamaya değer gelmez birçok kişi tarafından. çünkü bu soru soldan geldiğinde anlam bulur. yaptığını akp'nin sosyal medya takımı da çok yapıyor. solu soldan eleştirmeye çalışan sağcılar, bence dert anlatmaya çalışmak yersiz.

ikincisi, ekşi ve twitter'dan koca koca entryler yazanların sadece bunlarla yetindiğini düşünme sığlığı neden? bir insan hem sokak sokak gezip, hem de twit atabilir. bunu hiç düşünmedin mi?

üçüncüsü, biz gerçeklere inanıyoruz, doğruya güveniyoruz. pardon ama, siz?

bu adam böyle bombaları bırakıp gidiyor. geri cevap verme huyu yok. kaale alıp cevap vermeyin, lütfen.

verdiğin örnekleri incelemedim, bakmadım ama bahsettiğin şeyi anladım. bu dezenformasyoncu goygoycu kafa biyere varamaz evet de sosyal medyada sürekli goygoy yapanlar başka bişy yap(a)madığı için bunu yapıyor, bir nevi kitlesel olarak bi öfke "kontrolsüzlüğü" ya da öfke yöneltilememesinin bi sonucu bu.

ha "muhalif gözüken" medya organları da bunu çok çok iyi kullanıyo. her şey bi şov aslında ve show must go on. danışıklı dövüş.

mesela bi şu başlığa bakalım:
(bkz: tecavüzcüyü anlamak lazım)

içinde şöyle bir cümle geçiyor yazının "...Zor bir sorudur bu. Lâkin, cevap vermek için epey bir gayret sarfetmek gerektiği için değil. Sorduğunuz anda, SANKİ TECAVÜZCÜYÜ HAKLI ÇIKARTMAYA, SANKİ ONA MÜSAMAHA GÖSTERMEK İÇİN BİR YOL BULMAYA ÇALILIYORMUŞSUNUZ İNTİBAININ OLUŞMASINA sebep olabileceği için zor bir sorudur..."

şimdi bu yazıyı yazan abinin niyetini falan bilemiycim de niyet okumaya gerek yok, yazıyı irdelemedim, göz gezdirdim ama sonunda da adornoya falan atıfta bulunumuş, nazizme yaklaşımlar vs.

ama adam diyo ki "meselenin köküne inelim kökünü kazıyalım"

peki bu goygoycularda bu analizi idrak edebilcek bi basiret var mı, varsa bile vurun abalıya hesabı goygoy yapmak daha kolay değil mi? uyduruk istatistiklerle, bununla ilgili araştırmalar var sonuçları var gibi genellemelerle ego mastürbasyonları yapmak daha kolay di mi?

şimdi bu senin sözünü ettiğin tayfa için aynı islamın şartları gibi "muhalif olmanın şartları" var, mesela esad'ı ölümüne sormadan etmeden desteklemek onlardan biri. yani soru bile soramıyosun, sorduğun anda aforoz.

bu yaklaşımın benzeri solun genelinde de var, eski tüfek solculardan yakalarsan konuştur anlatır. kaba bir fanatizm, önder bellenenler ve başucu kitaplarının, sloganların oluşturduğu sistematiği karşı çıkan ya da sorguya açan, masaya yatıranlara revizyonist, oportünist gibi ithamlar ve kestirip atmalar.

ha noldu, mesela sol üzerinden gidelim yine, bolşevik-kemalist kırması akıllarıyla düşmanca ve kabaca reddettikleri anarşizm kitaplar vb. çevrilmeye başladığı andan itibaren yaklaşık 10- 15 yılda kendine adam bulmaya başladı. bi işe yaradı mı, görüldüğü kadarıyla hayır. ama o kaba reddi yapan tayfa göt oldu yani asıl mesele de o göt oluş.

sonuçta hepsi kültür endüstrisinin bi parçası oluyo, çünkü bi ontoloji oluşturulmamış, oluşturulmuyo ya da üşeniyoruz falan.

yani çünkü biz elimizdeki malzemeden habersiz aşçılar gibiyiz.
bu ülkede cuma cemaatini arkasına alan iktidar olur, darbe şakşakçısı değilsen. düşmanımın düşmanı dostumdur hesabı darbeleri alkışlayanlar da dahil buna elbette.

ne diyoduk cuma cemaati ve malzemesinden habersiz aşçılar.

elinde kırmızı mercimek varsa tarhana çorbası yapamazsın.
bahsettiğin güruh bunu ya anlamadı ya da anlamak istemiyo.
bence anlamıyolar, çünkü bu bi öfke patlaması ve herkesi delirtmiş durumda.
sağ kalanlar ise onlara göre deli. (bkz: herkesin içtiği su)

efendim sosyal medya kullanıcı profili ile geleneksel medya kullanıcı profili arasında eğitim farkı olduğu belirtilen araştırmalar var. televizyon izleyicisi profilinin cahil olduğu radyo tv'ye giriş dersinde veriliyordu yanlış hatırlamıyorsam.

o yüzden sosyal medya ile geleneksel medya çok çok ayrı araçlar.

Afedersiniz, kimsenin sinirini ziplatmak istemiyorum. Ama yani, din ile iyi bir sekilde korkutulursa, %80 i istenilen yone suruklenebilecek bir topluluga karsi ne yapmayi dusunuyorsunuz gercekten merak ediyorum.

Nihat Hatipoglu'nu istanbul belediye baskani adayi yaptigimizi dusunun, degil sarigul, ataturk bile karsisinda rakip olarak duramaz kadinlarin verecegi oylar sayesinde.

Her kanalda dini konusmalar yapan hocalar var, hepsi akp yi destekliyor konusmalarinda.

türkiye gittikçe muhafazakarlaşıyor:
www.kha.com.tr

"
Ankete katılanların yüzde 39,2’si (2011’de yüzde 33,2; 2012’de yüzde 37,3) “Kendinizi siyasi açıdan nasıl tanımlarsınız?” sorusuna ‘Muhafazakar’ olarak yanıt verirken
"

Erdogan'in hirsiz olduguna inansa bile, insanlar "basi secdeye degiyor" gibi abudik bir mantikla hala Erdogan'a oy veriyor.

”He is walking on Allah’s path. If I don’t vote for him, then Allah will hold me responsible.”
www.vocativ.com


okullar, imamhatiplere donusturulup, basbakanimiza oy verecek kitleler daha da arttiriliyor.


Demografi bu yonde degisirken, siz bu sikayetci oldugunuz partiden kurtulmak icin ne yapiyorsunuz? neler yapabiliyorsunuz? ya da buna ragmen hala nasil " orantisiz zeka, erdogan gidecek, oh yeaaaa!" diyebiliyorsunuz? Benim bilmedigim bir sey var da, ona guvendiginizden mi bu kadar iyimsersiniz, onu merak ediyorum.

Guvenceniz nedir?

@gadanallah,

tarih biliyoruz, ona güveniyoruz?

demokrat partinin akp'den daha mı az destekçisi olduğunu sanıyorsunuz?

bu toplumun her zaman böyle olduğunu mu sanıyorsunuz?

halk gericiliğe mahkum edildiği gibi, aydınlanmacılık ile ileri de taşınabilir. çok değil, otuz kırk yıl önce her sabah komünizm gelecek korkusuyla uyanan amcalarına sorabilirsin türkiye halkı ne kadar gericiymiş o zamanlar. demografi sadece sağa doğru değişmez.

ha bildiğiniz bir şey mi var sorusuna, kendi özelimde cevap verebilirim ben. güvendiğim şey bu olmasa da, bildiğim bir şey var. akp'yi iktidara taşıyanlar, erdoğan'ın adının üzerine bir çizik attı. halkın iradesi yok sayılamaz elbet, ama bu oyunun içine girdiyseniz kuralları biliyor olmanız gerek. korkacak, titreyecek ve yıkılacaklar.

@john lee hooker, demokrat parti nasil iktidardan gitti? Yine, Askeri darbe mi olacak diyorsun, ya da amerika erdogan'i gozden cikardi da onu iktidardan mi alacak diyorsun? Komplo teorilerine kalmissiniz anlasilan. Yanit icin tesekkurler.

kemal kılıçdaroğlu kürsüden hadisleri falan boşuna mı okuyor?

"tarih biliyoruz, ona güveniyoruz?

demokrat partinin akp'den daha mı az destekçisi olduğunu sanıyorsunuz? "

mala bak mala. demokrat partiyi halk gönderdi sanki. tarih biliyormuş.

batı erdoğan'ı kuvvetle muhtemel gözden çıkardı diyorum, evet. ayrıca nato üyesi hiçbir ordu, batıdan izinsiz darbe yapamaz. darbe bir müdahale yöntemidir ve bugünki koşullarda gereksizdir. ekonomik gerçekler ortadayken.

1-kılıçdaroğlu'nun abd gezisi.
2-gülen ile görüşmesi.
3-17 aralık operasyonu.
4-akp'nin tutuşması.

bence pek komplo teorisi değil. akp gidici.
akp gider ama insanlarımızın kalın kafalığı baki kalır.

Kimsenin bir şey yapmasına gerek yok. Zaten seçimler hakkaniyetle yapılmıyor bu ülkede. İstenilen kişiler bir şekilde o kotuklara oturtuluyor. O ağzınızdan düşürmediğiniz sandık var ya yalan o sandık. Zamanında Siirt'te sandık patlatanlar daha iyi bilir bu işleri.

@tescillimarka, haddini bil, kelimelerine dikkat et. terbiyesiz adam. okuduğunu biraz düşün bir de. halkın gericileşmesinden bahsediyoruz. demokrat parti dönemi yukardan inen -şimdiki gibi- gerici baskıdan sonra, yetmişlerde halkın geldiği noktadan bahsediyoruz.

Ekonomi balonu patladığında ben görürüm şu an akp hayranı cicişleri

200-300 yıl önceden bu yana bu sorunları öyle hakikaten aşmış toplumlar yok, ancak evet kıyasla, bizden hızlı koşan, aslana yem olmayacak toplumlar var.

bu bahsettiğin sadece türkiye 'nin sorunu değil, her kişinin 1 (yazıyla bir) oy hakkı bulunan her toplumun sorunu, zira evet atla eşek bir değil, işin fenası atla eşeği ayırt edecek, insanın oy değerini ölçecek tarafsız mekanizma kurman pek mümkün değil.

senin bahsettiğin manipulasyonu stv yapıyor, sen de yapabilirsin, ya da senin desteklediğin güç odakları da yapabilir. bu yüzden ne bileyim bir kılıçdaroğlu falan "ateizm de makul bir görüş bence" tarzı saçmalamıyor canlı yayında, herkes allah diyor, çünkü ülkenin oy tabanı allah diyor.

kendi adıma konuşayım, iktidara geleceğimi sanmıyorum, duyurunda kimi hedef almışsın onu da anlamadım açıkçası, halkım lan ben, orta direk, piyon, ne dersen de, ne iktidarı arkadaşım? ha diyorsan ki senin çıkarına daha uygun partinin (= akp olmayan, benim yaşam tarzım açısından) geleceğini nerden biliyorsun, ben de sana derim ki; gelemeyeceğini sen nerden biliyorsun? madem ikimiz de halkın manipulasyona karşı zavallılık derecesinde açık olduğunu biliyoruz, bunu bir tek akp yapabilir diye bir kaide yok.

ps: yerel seçimde akp yine pek kan kaybetmez, genel seçimi de alma ihtimalini çok yüksek görüyorum, o ayrı. bu tabii ki ürünün kalitesinden çok, rakiplerin kalitesizliği.

Sectiysen tamam yedek subaysın.

izninizle
ek olarak sizce makine muhendisinin gitme sansi daha fazla olabilir mi?

mak müh'ler bildiğim kadarıyla %90 yedek subay yapıyor.

makine, inşaat, elektrik müh. %75
doktor, eczacı, dişçi %100
sözel meslekler %0

ayakkabıcılar kalıba koyup genişletiyorlar. ama converse olmuyor. denedim %100 çalışıyor.

ayakkabının tipine bağlı, yani burnu plastik bir ayakkabıysa converse, adidas superstar falan gibi, yapacak pek bir şey yok.
deri ya da yumuşak malzemeden bir ayakkabıysa, çok bir şey yapmanıza gerek yok, parmak dokunduğu yeri ittirir zaten, acı hissi yaratmıyorsa kısa sürede ayağınızın şeklini alana kadar hafif dokunsun burnu. zaten 1-2 aya gevşiyor ayakkabılar. bazen yumuşak spor ayakkabıları bilerek yarım numara küçük alıyorum, ayağım içine yerleşip genişletip tam şeklini aldırıyor.

yok. ama şekil duruyor.

Bgun facebook ta da bir arkadasim bunun aynisini yazmisti artik arkadasim degil.bir dizinin toplumu bu kadar etkilemesi enteresan olan bugun dogan cocuklara da mustafa ismi verilmistir muhakkak.

Mustafa ismi hz.peygamber'in ismi olmasindan dolayi bu kadar cok ayni sekilde mehmet te oyle,abd ile baslayanlarda,

Tamamen uydurma.
O dönemin yaygın isimlerinden birisi Mustafa o kadar.

Mustafa ismi peygamberimizden gelir.

sadece burs değil, kredi bile kesiliyor olmalı asgari ücret üstünde. bir arkadaşım da 500 lira burs alıyor, burs un şartı başka burs almamak. ama kyk çatır çatır ödüyor her ay bursunu. af buyur, soktuğumun yerinde kimse kimseyi takip etmiyor.
sonradan bir yaptırım yaparlar mı bilmiyorum ayrıca.

sigortan denetlemeye girmemiştir. denetlenirse kesilir.

Öğrenciyken yaklaşık 1 yıl sigortalı çalıştım. Kredimde kesinti olmadı.

fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net

Şimdi saydım, 72 çıktı.

88 çıktı. kahve içiyorum belki ondandır. bi de kahve içmiyoken bakıyım sonra fark oluyor mu bakalım.

10 sn x 6 olmuyor mu?

66

15 sn sayım yanıltabiliyor 30 sn x 2

56 benim

yaş: 26- k

85. bol bol kahve ve sigara

74

nabız ölçerle baktım 78

30 saniyede 48 atıyo * 1 dakikada 96 yapar . normal mi ?

kimse yaş cinsiyet söylememiş.
benimki 110-120 arası yaş 28 erkek

65.

100 ustu.gecen ay holter testinde max 175 cikti

100 ustu tasikardi oluyor

yemeklerden sonra 100 civarı, normalde 80 civarı, 29 erkek

üniversitede dakikada 27'ye düşüyordu.

şimdi 55-60,

30 erkek.

60

55-60

72

Tam simdi su an 3 saatlik oturmadan sonra 68

64. sigara kullanmıyorum.

benim her zaman 80-90 gibi. öliciiim.

Sabahları uyanmak için geçerli bir sebebin(iş, okul, askerlik vs.) yoksa düzeltemezsin.

gayet de düzeltirsin, takma kafana.. önemli olan, o sabah 7'de uyuduğun gün geceye kadar sabretmek, hepsi bu.. yani 1 gün uyumuyorsun, diğer günün akşamı erken yatıyorsun ve ta taa.. böyle yazınca çok klay gibi görünüyor ama zor, evet..

ayrıca gün içinde vücudunu fiziksel olarak yormaya çalış, etkisi olacaktır..

sabah 7'de uyumayıp gece uyumayı denediğini var sayıyorum.

aynı sorun bende de var amk. ve günü ertelemek falan işe yaramıyor ne yazık ki.. hakkaten ne yapmalı? mesela bugün yine günü erteleyip akşam erken yatacam ama yarın akşam biliyorum ki =((

sabah uyanmayı kendin istemedikten sonra o iş olmaz.

yıllar boyu sabahladıktan sonra artık geceye tahammülü kalmamış biri olarak söylüyorum bunu, sabah 7de kalkmak kadar güzel bir şey yok amk.

sağ salim diye bir film izledim. 1. film idi.
boşluktamıyım bilmiyorum ama çok hoşuma gitti.

bir zamanlar anadolu'da

yalnızlık, umarsızlık, umursamazlık, "dünya sikime minare götüme"cilik ve türevleri olgulardan hoşlanıyorsan -ki ben çok severim- zeki demirkubuz'dan yazgı'yı izle. (yalnız 2001 yapımı)


z.d. albert camus'nun yabancı adlı eserinden uyarlamış. kitabı da okudum filmi de izledim. ikisi de muazzam.

When we leave. Karmaşık bir yapım.

vavien
dağ
mustafa hakkında her şey

tepenin ardı

çoğunluk

sonbahar.izlemediysen kesin izle derim gerçi 2007 ama

gözetleme kulesi (sırf ambiyansı için bile izlenir)

Uzun hikaye

kaybedenler kulubu

-Gelecek uzun sürer

-Çoğunluk

çoğunluk +1
karnaval www.imdb.com

Kosmos

coğunluk -1.

sonbahar
pandora'nın kutusu
Yasamin kiyisinda
soul kitchen

gözetleme külesi

vavien

soğuk su içip sakinleşmeye çalışıyoruz. başka şeyler düşünüyoruz. kuşlar, çiçekler falan.

Bileti alırken o belirtiliyor zaten. Kazık mazık yok ortada. Vermemek için direnirsen muhtemelen derdini havaalanı polisine anlatırsın. Eğer bagaj sınırını aşacağını düşünüyorsan, önceden bagajını tart ve bileti alırken ek bagaj hakkı satın al. Öyle yaparsan daha az para veriyorsun.

fazla cikan bagaja odeme yapmissiniz burasi neresi tuhaf? bu duruma dusmemek icin bagaji onceden tartiyoruz. fazlasini mumkun mertebe kabine aliyoruz :) onun disinda biletteki kilo belli. kilo basina olan fiyat belli herhangi sinir yapacak bir durum yok gibi.